Hekimin Mesleki Borç ve Yükümlülükleri Nelerdir?

Tıp doktoru, almış olduğu eğitim ve birikimleri ile tıbbi yardım almak isteyen kişiye karşı mesleki tecrübelerini en iyi şekilde yansıtmakla mükelleftir. Bu yükümlülük, sadece tedaviyle sınırlı değildir. Bu yükümlülükler; hastanın öyküsünü alma, muayene etme, hastayı aydınlatma ve rızasını alma , teşhis koyma, sadakat ve özen gösterme, sır saklama yükümlülüğü şeklinde sıralanabilir. Bu yükümlülüklerini eksiksiz yapmayan hekim, tıbbi hatalara sebebiyet vermektedir. Ayrıca hekim, kanunlara göre maddi ve manevi tazminat, ceza kanunlarına göre hapis cezasıyla karşı karşıya kalmaktadır.

HASTANIN ÖYKÜSÜNÜN ALINMASI

Hekimin, kendisine başvuran hastadan ya da bilinci kapalı olması halinde yakınlarından hastanın öyküsünü alma yükümlülüğü vardır. Tedavi edebilmesi için rahatsızlığı tıbbi olarak tanımlaması gerekir. Hastanın öyküsünün alınması hayati öneme sahiptir. Hastanın öyküsünün alınması hastanın şikayetinin neye ilişkin olduğu, şikayete ilişkin geçmişin alınmasıdır. Hekimin öykü alma yükümlülüğünü tam ve eksiksiz almaması nedeniyle teşhisin hatalı yapılmasına ve tedavinin yanlış uygulanmasına sebebiyet vermektedir.

MUAYENE VE RIZANIN ALINMASI

Hastanın öyküsünü eksiksiz alan hekim, hastayı muayene etme aşamasına geçer. Muayene, bir kimsenin hastalığının tedavisi için gerekli medikal ekipman ya da el vasıtasıyla yapılan incelemedir. Muayene kendi içinde teşhis muayenesi, önleyici muayene ve kontrol muayenesi olarak ayrılır. Hekimin hastaya karşı uygulamış olduğu muayenenin, cinsel dokunulmazlığını ve kişisel haklarını ihlal eden bir durum olmaktan çıkartıp hukuka uygun hale getiren durum ise hastanın aydınlatılmış rızasının olması bu işleme rıza göstermesidir.

TEŞHİS

Tedaviye geçmenin ön şartlarından birisi de teşhistir. Teşhis, hastayı tedavi etmeden önce rahatsızlığın tıp kuralları çerçevesinde tanımlamasıdır. En çok tazminat davalarının konularından biridir. Doğru teşhisi koymadan doğru tedavi uygulanamayacağından dolayı teşhis, hayati öneme sahiptir. Doğru teşhisi yapan hekim tedavi aşamasına geçtikten sonra ise hastaya karşı sadakat ve özen yükümlülüğü doğmaktadır. Bu yükümlülük hekimin, hastanın yararına olacak davranışlar sergileyip tedavide mesleğinin gerektirdiği maksimum gayret ve dikkati tedavi de göstermesidir.

SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Son olarak hastanın teşhis ve tedavi bilgilerini kaydeden hekimin bu sırları gizli tutma, üçüncü kişilere paylaşmama yükümlüğü yani sır saklama yükümlülüğü vardır. Bu durumu ihlal eden hekim, hastanın kişilik haklarını ihlal edip Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na göre de sorumlulukları doğmaktadır.

YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMEYEN HEKİME KARŞI NE YAPABİLİRİM?

Tüm bahsedilen bu durumlar, hekimin uyması zorunlu olduğu yükümlülüklerdir. İhlal etmesi durumunda tıbbi hatalar neticesinde telafisi güç durumlar oluşmakta, kimi durumlarda ölümle sonuçlanmaktadır. Kimi durumlarda da tıbbi hata neticesinde etkilenen hasta ya da yakınlarında psikolojik rahatsızlıklar meydana gelmektedir. Mesleki bilgi ve tecrübelerini gerektiği derecede uygulamayıp ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen hekime karşı tüketici mahkemelerine maddi ve manevi tazminat (malpraktis) davaları açılabilmektedir. Ayrıca hekimin tıbbi hata yaptığı kimi durumlarda cezai sorumluluğu doğmakta ve hapis cezası ile karşı karşıya kalmaktadır.

Bizle iletişime geçmek için: https://kreatifhukuk.com/iletisim/

instagram hesabımızı ziyaret etmek için: https://www.instagram.com/kreatiflawoffice/

Twitter hesabımızı ziyaret etmek için: https://twitter.com/kreatiflaw

Linkedİn hesabımızı ziyaret etmek için: https://tr.linkedin.com/in/kreatif-law-office-a64a31214